- iyi etmek
шIу шIын, гъэхъужьын
Турецко-адыгский словарь. - Майкоп, Адыгейское книжное издательство.. ТIэшъу Ясин (Mehmet Yasin Celikkıran). 1991.
Турецко-адыгский словарь. - Майкоп, Адыгейское книжное издательство.. ТIэшъу Ясин (Mehmet Yasin Celikkıran). 1991.
iyi etmek — 1) iyileştirmek, hastalıktan kurtarmak 2) uygun, yerinde bir davranışta bulunmak Saçma sapan şeylerle kafamı şişirmesen iyi edersin. R. H. Karay 3) argo soymak, parasını, malını almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
iyi — sf. 1) İstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan, kötü karşıtı Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum. F. R. Atay 2) Bol, yararlı, kazançlı İyi yağmur yağdı. 3) Çok İyi para kazandı. 4) Uğurlu, hayırlı, iyilik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
etmek — nsz, der 1) Bir işi yapmak Şemsi, sıra düştükçe emlak komisyonculuğu ediyordu. H. Taner 2) İyi, kötü zarflarıyla birlikte davranmak İyi ettiniz de geldiniz. 3) i Bulmak, erişmek Hemşerileri gelir, kemençe gibi bir çalgıyla sabahı ederlerdi. R. H … Çağatay Osmanlı Sözlük
hayır dua etmek — iyi dileklerde bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hüsnüzan etmek — iyi niyet beslemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
küwşek etmek — iyi hamurdan yapılan ekmek, I, 479 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kâr etmek — 1) kazanç elde etmek, yarar sağlamak 2) etki yapmak 3) iyi gelmek, etkisi iyi olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
istismar etmek — 1) işletmek, yararlanmak 2) birinin iyi niyetini kötüye kullanmak Hâlbuki onlar, işte bu saflığı istismar ediyorlar, bütün düşünceleri seni kullanmak, o kadar. A. İlhan 3) sömürmek Dünyaya ferman okuduğumuz çağlarda zaptettiğimiz yerleri öylesine … Çağatay Osmanlı Sözlük
temas etmek — 1) (bir şeye) dokunmak, değmek Etrafımda uçları birbirine temas etmiş hilallerden müteşekkil bir daire vardı. Ö. Seyfettin 2) (bir şeye) değinmek, sözünü etmek, bahsetmek Şiiri iyi okuyanlarla fena okuyanlar arasındaki esaslı farka temas ettik. Y … Çağatay Osmanlı Sözlük
fark etmek — 1) görmek, seçmek Boğaz ın sisle kaplı olduğunu ancak ön güvertede bir yer bulup oturunca fark etmişti. A. İlhan 2) anlamak, sezmek Öç almanın fırsatını yakalamış gibi konuştuğunu fark etti. T. Buğra 3) değişmek, başkalaşmak 4) ayırt etmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çiftçilik etmek — tarımla uğraşmak, rençperlik yapmak Dağlarda çiftçilik eden Müslümanlarla gayet iyi geçindiklerini görüyorum. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük